KERVAN GÜNCESİ
05 Haziran 2014, Mersin
“Bizim şansımıza mı nedir?” diye başladı gün. Mersin’de epeydir görülmeyen bir rüzgâr, Barış Meydanı’na dalgalar vuruyordu.
Cep Sineması’nın arkasına taşıdığımız etkinlik Merhaba Sanat Tiyatrosu’ndan AliSesal’ın meddahlığıyla başladı. Sonra İlker Kılıçer ve kuklası Cemal sahnedeydi. Soma’dan konuştular, insanlığın iki yüzünden bazı bazı da ikiyüzlülüğünden.Sonra Praksis sahneye çıktı. “Hes Yapma Boşuna”dan çeşitli uyarlama çevre şarkılarına kadar havanın üşütücülüğüne panzehir bir hareketle 3-5 Ağaç Kervanı yola çıkmış oldu.
06 Haziran 2014, Silifke
Bugün Silifke’deydik. Mersin’in selamını getirdik Silifke’ye. İlçenin meydanına amfimizi kurduk, pankartımızı serdik. “Sound check, Gökçek ODTÜ’den elini çek,” filan derken elli altmış kişi olduk. Meddah konuştu önce. Sonra İlker sahne aldı. Bu hakikaten başlangıç!
Kervan ilerliyor, yollar akıyor, birazda gözlerden uyku. Bu kervanın bize de kattığı pek çok şey var. Geceleri dünyanın en önemli iki sorusunu birbirimize soruyoruz: yaratmaya çalıştığımız mücadele-sanat düzleminde yeni ve gerçek arayışların sıklaştırılma gerekliliğini gündem yapma bir de ‘cesaretin bulaşıcılığı’ tespiti üzerinden sanat camiasına belki bir feyiz olabilme hali. Toplumsal özgürlük için mücadele; gerekli ve güncel.
08 Haziran 2014, Antalya-Manavgat
Manavgat’ta tam bir karnaval olduk. Gündüz rastgele bir piknik alanına sürüklendik. Birbirine sırtını dönmüş pazar piknikçileri arasındaolur mu olmaz mı derken, az çekinikçe başladığımız müzikle etrafımız doldu.Şarkılar söylendi, kuklalar oynadı, İlker nefis bir ‘ekolojidraması’ yaptırdı kiçocuklar özgürleşen kuşa en geniş gülümsemeleriyle el salladı.
Akşamki etkinlik için önce kadim izleyicilerimiz olan polislerle meydanın çevresini turladık. Sonra meydanda, “Her Yer Sahne, Her Yer Müzik,” dedik hep birlikte.
Bir kez daha anladık ki doğru şeyler söylüyoruz, doğru şeylerin peşindeyiz, en az sömürücüler kadar cesaretli olmalıyız. Neticede bizim okulumuz bu kervan, öğrenmeye devam.“Hiçbir kuş kafese, hiçbir çiçek saksıya, hiçbir insan hapse yakışmıyor.”
09 Haziran 2014, İzmir-Mordoğan
Gönüllülük temelinde yapılan her şey artık şüphe konusu. Gerçi bizim iddiamız ‘gönüllülük’ den ziyade ‘devrimcilik’ gibi bir yuvarlı taşın üzerinde. Buna rağmen insanların aklına düşen, “Sponsorunuz kim?” sorusu bizler açısından suçlama gibi algılanabilecek olsa daart niyetle değil yerleşik-toplumsal algının yansıması olarak sorulduğunu biliyoruz. Ancak bu kervanın ana malzemesi para değil, devrimci bilinç.Ama neticede benzin istasyonu parasız vermiyor benzini. İşte onun için dostlarımız ve kervanın uğradığı yerlerdeki halk ‘sponsor’umuz.
Bugün İzmir Mordoğan’da bol yağmurlu ve keyifli bir etkinlik oldu.Kervan yola çıktığı günden beri en iyi dostlarımız polisler ve yağmur. Bugün Karaburun Yarımadası Ortak Yaşam Platformu bizlerleydi. Önce müzikli, kuklalı bir sokak duyurusu, sonra ‘bugünün çocukları’ylaşalala.”HES yapma boşuna” şarkısı,Boğazpınarlı çocuklardan Mordoğan çocuklarına habersiz bir selamla, ‘RES yapma boşuna, yıkacağız başına,’ oldu.
Güzel insanlarla tanıştık. Karaburun Yarımadası’nda da ‘multi-talan’ söz konusu: RES, taş ocağı ve balık çiftlikleri. Bize, “Kolay gelsin,” dediler, biz de “Asıl size kolay gelsin,” dedik.
10 Haziran 2014, İzmir-Seferihisar
Yağmur peşimizde. Konser iptal oldu, olsun. Çocuklarla buluştuk. Seferihisar’da bir ‘Çocuk Belediyesi’ varmış. Çok sevdik, yağmura rağmen gelen çocuklarla önce mini bir Bilmiş Çocuğun Şarkıları konseri, sonra kukla Hüsnü Amca, son olarak da herkesin tanıdığı Cemal ile kısa pandomim ve yaratıcı drama çalışması yaptık.
Günün özeti Bilmiş Çocuğun Şarkıları CD’leri hediyemiz, orkinos çiftliklerine karşı mücadelemiz…
11 Haziran 2014, İzmir-Aliağa
Bugün ki etkinliğimiz Aliağa Çevre Platformu’nun üstlendiği etkinlik yürüyüşüyle başladı. “Merhaba minik anarşistler, merhaba büyük çapulcular,” dedik ve önce çocuklarla zeytin ağaçlarının altında oyun oynadık. Bomba yapan Bay Bilgin’den hesap sorduk hep birlikte.
Aliağa’da bambaşka bir insan topluluğuyla bir aradaydık. Başörtülüler, Aleviler, çevreciler, devrimciler, suyuna, toprağına sahip çıkanlar ya da “Bu işte bir iş var,” diyenler.Yedi tane termik santral projesi var Aliağa’da. Şeytanın aklına gelmez buraları talan etmek ama bu iktidarların aklına geliyor. Özetle kapitalizmi acilen yıkmalıyız.
12 Haziran 2014, Bursa
Bugün suyumuzu savunmak için Bursa’dayız. Yolda Karacabey’den geçerken, sendikalı oldukları için işten çıkarılan Sütaş işçilerini ziyaret ettik. BirBurçak Tarlası uyarlaması hediye ettik,“Emeğin özgürleşmesiyle müziğin özgürleşmesi ‘ayan-beyan sevgilidir,” diyerek. Yaptığımız şey aynı, emeğin özgürleşmesi de doğanın özgürleşmesi de kısaca ‘kapitalizm’ dediğimiz toplumsallığın yerine yenisini, ‘başka türlü’ olanını koymamıza bağlı.
Gündüz Çayönü köyündeki çocuklarla buluştuk. Kervana yeni katılan Mehmet ve Merve çocuklarlabedensel drama çalışmaları yaptı. Sonra küçük bir Bilmiş Çocuğun Şarkılarıkonserini takiben CD’ler ceplerinde, “Bizi unutmayın, derenizi kirletenleri de,” el sallamasıyla ayrıldık.
Peki, ne olmuş bu köyde? BursaOrganize Sanayi’nin atıkları Nilüfer Çayı’na dökülüyor. Köylüler şikâyet ediyor, mahkemeye veriyor. Ardından da patrondan bir kontra-şikâyet: “Ahırlardaki hayvan pisliğinin dereye bırakılması suretiyle derenin kirletilmesi!” Yalanınız batsın!Bugün derede hiçbir balık yaşamıyor, kimyasal atıkların etkileri tarımsal üretimi etkiliyor, araziler sulanamıyor.
AkşamGörükle’deki Kazım Koyuncu Sanat Sokağı’nda bir yıkıcı Soma pandomimi, yüzleştirici meddahlık ve Praksis konseriyle Çanakkale’ye doğru yola koyuluyoruz.
13 Haziran 2014, Çanakkale
Bugün Çanakkale’deydik. Soma için yapılan nöbete katıldık, “Maden göçmüş, kaderim ölümmüş, kimin içindi?”
Çanakkale’deki durumun kaba özeti şu:ilçelerde büyük bir talan denemesi var, bu yarımadaya sekiz yüz altmış sekiz tane altın arama ruhsatı verilmiş. Biri termik santral projesine, altısı altın arama madenciliğine karşı yedi dava açılmış. Hepsinin ÇED raporu iptal edilmiş, halk kazanmış. Çanakkale Çevre Platformu bu talana karşı Çan’dan Karabiga’ya kadar çok geniş bir alanda mücadele veriyor.
Bugün aramıza Deryada katıldı. Çocuklar pek şanslı. Merve, Derya ve Mehmet ile balonlar katlandı, resimler yapıldı. Çocuklar,Küçük Kara Balık ile kanka oldu.
Buradan kervanımıza yeni birGaydırıguppak Cemilem uyarlaması katarak ayrıldık.
14 Haziran 2014, İstanbul
Kervan İstanbul’da. Bugün Ataköy’de, Bakırköy Halk Forumu’nun piknik etkinliğine katıldık. Burada halkın afet anındaki toplanma alanında iki yüz ağaç kesilip yerine cami ve özel yurt yapılmak isteniyor. Halk, “Hayır burası botanik park olacak!” diyor. Örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez.
Sonrasında Hayat TV’de Arka Bahçe programında şarkılarımızı söyledik, kervanı konuşmaya çalıştık.
15 Haziran 2014, Zonguldak
Kervan üç bin beş yüzüncü kilometresini geçti.
Bugün ZonguldakÇaycuma’da Eğitim-Sen’in düzenlediği uçurtma şenliğine katıldık. Küçük Tolga ile tanıştık. Bir çocuğu uçurtma şenliğinde pamuk şeker satmak zorunda bırakan bu ‘daha fazla kâr’ toplumsallığı acilen yıkılmalı.
Gün, Zonguldak sahilindeki etkinlikle sürdü. Zabıta ufaktan bulaştı yine; kaldırım işgali meselesi. Bir zabıta şarkısı yapıp sokak sanatçılarından aldığımız dualarla direkt cennete gitmeyi planlıyoruz. Burada da çok güzel insanlarla tanıştık, ‘keşke’leştik. Bu gidişle seneye otobüsle yola çıkacağız.
16 Haziran 2017 Bartın, Amasra
Önce Bartın Platformu’yla birlikte,“Tombul ıstakoz hiç doymaz ki,”diyerek termik santrallere karşı bir şalala yapıyoruz. Günün sürprizi Bartın Çayı’ndan şelaleye yapılan tekne yolculuğu.
Ardından Amasra Kültür Park’tayız. Termik santrallere karşı imzamızı verdik. İlker’in, “Acaba buraya mı yerleşsem?”ritüeli haksız değil, hepimiz burayı çok sevdik. Bu güneşin batışı bir sokak şalalasını hak ettirdi Amasra’ya.
Çocuklar mı? Onlar bu şirketlerin başını belaya sokacak kadar hızlı büyüyorlar.
17 Haziran 2014, Sinop
Amasra’da oteldebir tanegözaltı ve iki tane askerlik tutanağıyla polislere ev sahipliği yaparak başladık güne. Neden hep sabah olur böyle şeyler? “Orduya istiyorlar, savaş çıkar diyorlar.” Bu konuyu komutanımız Mustafa Keser ile görüşeceğiz.
Ali Sesal, MersinBüyükeceli köyündekinükleer santral protestosunda ‘demir kapıyı kırmak’suçlamasıyla gözaltına alındı. Büyük Kaptan’ın serbest kalmasıyla yola koyulabildik.Siz bu santralleri yapmaya, doğayı katletmeye, çevreyi ve kentleri talan etmeye devam ettikçene kapılar kırılacak daha.
Sinop Atatürk Heykeli önündeki şalalaya ucuucuna yetiştik. Oradaki NKP bileşenlerinin düzenlediği etkinlikteki coşku çok değerliydi. “İsyana gerek var, devrime gerek var,” dedik bir sürü genç yumrukla.Sinop, nükleer santralden doğru Mersin ile kardeş; çevre talanından doğru Van-Erciş ile teyze çocuğu, Çanakkale’yle arkadaş.
Sözümüzü söyledik. Bu arada o ne güzel bir mantıydı yahu.
18 Haziran 2014, Gerze
Gerze bildiğiniz gibi termik santral yapılmasına karşı büyük bir direniş sergileyerek şirketi kovmuştu.Yeşil Çevre Platformu’nun kurduğu Direniş Evi’nde halka atılan gaz bombalarıyla, afişler, resimler ve hukuki sürecin dosyalarıyla,mücadeleye emek verip şu an hayatta olmayanlara tanıklık ettik.
Olumsuz hava şartlarından dolayı festival alanında yapılması planlanan etkinlik Başcanlar Aile Çay Bahçesi’ne alındı. Yağmurlu ama samimiyetten taviz vermeyen bir etkinlik oldu.
Mücadele edenler kazanacak.
19 Haziran 2014, Samsun
Kervan Samsun’da.Burada çok geniş bir alanda deniz doldurularak doğaya ait olan sermayeye ait hale getiriliyor.
AyrıcaAtakum Tarım Meslek Lisesi yıkılıp ‘protokol camisi’ yapılmak isteniyor.Öğrenciler okul dışında direnişte. Buna rağmen polisler okul bahçesine mangal yapıp semaverde çay demliyorlar. Müziğimizle sloganlarımız onlara kadar gitti. Kameralarla görüntüledikleri öğrencilerden ve sanattan korktukları, arkasına sığındıkları demir parmaklıklardan belliydi.
21 Haziran 2014, Ordu
Gölgemiz yağmur da kervana katılmak istediğini söyleyince, kıramadık.Karadeniz’in ‘yağmura abone’ haline bir de bizimki eklenince etkinlikler için yer ararken buluyoruz kendimizi. Ordu’daki KESK Şubeler Platformu’nun düzenlediği üç günlük, “Ekolojik Yıkıma Karşı Direniş,” etkinliklerinin son günü kervanla birleşti.
Çocukların balondan katladıkları hayalleri, bol kepçe oyunlar ve ağaç çizmeceler.İlker, çocuklar için pandomim ve kukla gösterileri yaptı.Burada kuklamızÜstelemeddinÜstünoğlucumhurbaşkanlığı adaylığını açıkladı.Ardından Praksis’in uyarlamaları ve şarkılarıyla kervan yola devam etti.
22 Haziran 2014, Rize-Fındıklı
Fındıklı’da köy kahvesi sahnemiz oldu.Genciyle, yaşlısıyla, Laz’ıyla, Hemşinlisiyle şirketlere, jandarmaya karşı koyan neşeli bir halkla bir arada olduk. Tarifsiz bir enerji bulaştı bize de.
Fındıklı’daki HES mücadelesinden Halim Oğuz’un dün hayatını kaybettiğini öğrenmiştik. Halim yaşasaydı bu etkinliklerde en önde olurdu, ne yazık ki bize de bir taziye hâsıl oldu.
23 Haziran 2014, Artvin-Arhavi
Bugün hazır gelmişken Arhavi’ye uğradık. Meydan’daki etkinliğe cumhurbaşkanı adayımız ÜstelemeddinÜstünoğlu‘nun konuşmasıyla başladık. “Haydibarikata, ekmek, adalet ve özgürlük için.” Sonra,Mençuna Şelalesi’nde yıkandık, HESçilere bilendik.
Sarp Sınır Kapısı’nda,Propaganda filminin haklılığına ayıkırdık. Deniz aynı, hava aynı, insanlar akraba, sevgili, kardeş ya da kavgalı. Ama kapıdan geçerken birileri kâğıt soruyor.
25 Haziran 2014, Artvin-Hopa
Kervan dört binincikilometreyi gördü. Bugün Hopa’da, Kazım Koyuncu ve Metin Lokumcu’nun memleketindeyiz.
Çernobil faciasından sonra ekranlarda çay içenler, Kazım gibi güzel insanların mezarlığına sebep olanlar,bugün de,“Tüp de riskli,” diyerek halkı kandırmaya çalışanlar, dönüşümlü sömürü ve talan peşindeler.
Tüm bu düşüncelerle yaptık etkinliğimizi.Önce Cizre’den Kazım’ın mezarını ziyarete gelen gençler çıktı sahneye, ardından da Hopa’dan kardeşlerimiz. Bir baktık ki dört buçuk saat sürmüş etkinlik.
26 Haziran 2014, Van-Erciş
Yorucu bir yolculuğun ardından Van-Erciş’e ulaştık. Zilan Deresi üzerine yapılmak istenen HES’lere karşı sözümüzü söyledik. Mersin’den Çanakkale’ye, Bartın’dan Fındıklı’ya değdiğimiz her yerin selamını ilettik.
27 Haziran 2014, Diyarbakır
Bugün Diyarbakır’a İzmir Mordoğan’dan, Çanakkale’den, Zonguldak’tan, Sinop’tan, Rize’den selam getirdik. Selam Amed’e. “Serhildanjiyanê. Berxwedanjiyanê!”
“Kalekollara, HES’lere, güvenlik barajlarına karşı direniyoruz,” diyen Mezopotamya Ekoloji Kolektifi yanımızda.
Bağlar Belediyesi, Mezopotamya Ekoloji Kolektifi ve Diyarbakır Bisiklet ve Doğa Sporları Kulübü’nün katılımıyla Sivas Katliamında katledilen insanlar için otuz üç fidan dikildi. Fidan dikiminin ardından Madımak için hazırlanan ‘Pantomim’ gösterisi ve müzik dinletisiyle etkinlik sona erdi.
Artar eksilmeyiz Madımak’la, Sivas’la, Reyhanlı’yla, Roboski’yle, Maraş’la!
28 Haziran 2014, Dersim
Dersim’de neredeyse özgür bir kent gördük. Seyit Rıza Meydanı’nda çocukların balon katlama cıvıltılarıyla, Madımak katliamının pandomimi iç içe girdi.
Etkinliğin özeti sürçmeli, “Her çibiyovila” ile“GaydırıguppakCemilem”inKazdağları savunmasına bükülmüş hali ve yedi sekizlik, “Birleşen halkın gücü şirketleri def eder,” şalalası.
Soma’yı unutmadık. Lice’yi, Dersim 38’i, Madımak’ı…
Kıyısında kendimizi aynaladığımız bu güzel Munzur’a HES yapmaktan bahsediliyor. Buraya tüm ülkenin selamını getirdik. Munzur Karasu’yla birleşecek, Arılı Vadisi Kazdağları’na açılacak, hep birlikte, “Ho ver bide Munzur,” denilecek ve biz bunu göreceğiz.Aynı barikatın önündeyiz.
30 Haziran 2014, Antakya
3-5 Ağaç Kervanı’nın son durağı Antakya.
Bugün Hatay’daki Küçük Kara Çay köyündeyiz. Burada bir baraj yapılıyor. Şirket suyun kullanım hakkını alıyor. Köylülere de “İş imkânı”, “Hatay’ın su sorunu çözülecek,” gibi söylemlerle üstünlük kurmaya çalışıyor.
“Hava bedava, su bedava,” dizelerinin geçersizleştiği zamanlardayız.
Kafes yakışmıyor kuşlara. RES’ler, HES’ler, termik santraller yakışmıyor doğaya.
Mersin’den 5 Haziran’da çıktığımız turda yirmi dört ayrı yerde yaptığımız etkinliklerle, çevre katliamlarına karşı bir sanat siperi olmaya gayret ettik.
Açıktan söyledik ne biliyorsak, “Borsaları, şirketleri ve iktidarları hepsi halka karşıdır.”
“Daha fazla kâr sistemi,” tüm doğaya salyalı… Onlar işini yapıyor. Biz de en iyi bildiğimiz yerden cevaplıyoruz saldırıyı.
Seneye daha büyük bir kervan farz oldu.